20 Haziran 2013

Tatilde

         
       
                     Tatil...
                     Son bir kaç aydır en çok özlem duyduğumuz şey...Gitmek mi dersin kaçmak mı dersin artık fark etmez.Hamileliğim sebebiyle geçen yaz İstanbul'dan uzaklaşamadık.Ve doğumdan sonrada.İlk fırsat ne yazık ki  7 ay sonra ele geçti.
Biraz uzun bir zaman.
Neyse ki geldi çattı.İkimiz için bir büyük bavul ve Kuzey için ayrı bir bavul.Yanında bir dünya şey daha var.Emzirme yastığından tut, şişme havuz pompasına kadar :)
Yakın bir yer olmalı, arabayla gidilmeli,fazla kalabalık olmasın malum bebeğimiz var- derken Ayvalık'a gitmeye karar verdik.




                 Hem biraz uzak kalmak hem birlikte vakit geçirmek için daha iyi bir fırsat olamaz sanırım.Kuzey'le ilk defa uzun yola çıkıyoruz.Sanırım sabah yola çıkma fikri çok yanlıştı.
                Yolculuğumuz biraz zor geçti.Kuzey yolculuk boyunca neredeyse hiç uyumadı.Uyumadığı gibi ana kucağında oturmaktan sıkıldı ve böylelikle bol ağlamalı bol molalı bir yolculukla 8,5 saatte Ayvalık'a gidebildik.Neyse sağ salim vardık.Ama yolculuk beni-bizi çok yordu.
                 Pazartesi akşam üstü 17:00 gibi Ayvalık'taydık.Salı sabahı kahvaltı için Cunda'ya gittik.Taş Kahvede kısa bir kahvaltı yaptıktan biraz yürüyüş yaptık ve Ayvalık'a döndük.Saat 16:00 dan sonra Kuzey'e minik mayo şortunu giydirdim ve denize indik.Ben korkar diye beklerken suyu görür görmez kucağımda sıçramaya başladı.O çok tuzlu Ege'nin tadına baktı,sesli sesli gülücükler attı.Bu gidişle seneye kesin yüzer gözüyle bakmaya başladık.
            O gün ve diğer günler suyun sıcaklığı çok güzeldi şansımıza.Meğer lodostanmış.Her gün denize giremedik ve genelde saat 16:00 yı bekledik.Buna rağmen rüzgarın etkisiyle yanmışım.
            Giderken bol bol huysuzluk eden minik oğlum tatilde tam aksine neşeyle doldu.Elimdeki dondurmaya dil attı.Denize girdi.Cunda sokaklarında gezdi.Akşam yemeklerine bazen eşlik etti bazen uyudu.
            Eşimle her sene bir yerlere gideriz mutlaka tatil için.Ama bu tatil gerçekten çok başkaydı.Her saatimizi Kuzey'e göre ayarlamak.Şansımıza Kuzey'inde keyfi çok yerindeydi.Şükür ki hastalık vs. bir sorun yaşamadık.Elimde geldiğince fotoğraf çekmeye çalıştım.Ama doyamadım.





Cunda'nın en ünlü mekanı.Taş Kahve.Özellikle kahvaltıları meşhur.Ben çok sevmedim.O gün sabah çok rüzgar vardı.İçeride tadilat varmış.Dışarıda oturmak zorunda kaldık.Etrafta çok fazla kedi var ve kim kahvaltı yapıyorsa onu kovaladıkları için bizi rahatsız etti.







Cunda'da mezelerin tadı bile başka.


Cunda'da bir akşam yemeği.Mekan:Uno
ikiodabisalon




            Her şeyden,herkesten uzak olmak o kadar iyi geldi ki bana,üçümüze...
Stres yok,her şeye dır dır eden, karışan çok bilmiş birileri yok.Vallahi kafam kaldırmıyor ya artık...
Yaşlanıyor muyum?









Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...