30 Aralık 2012

2012 Veda



365 gün..Dolu dolu yaşanmış tam 365 gün,kocaman bir sene.
Umut,gözyaşı,keder,sevinç,hayal kırıklığı,acı,mutluluk,hüzün,çoşku,sevinç,sevgi,aşk,bağlılık
ve hayallerle,dualarla dolu tam tamına 365 gün.

ve Yaşadıklarım...
ve Başından sonuna değişen deli ruh halim...
ve Sevgili Kocam,Yeni Baba
ve ben...Taze Anne...
ve Minik Oğlum Kuzey...
                            ve Hayat...

Getirdiklerinin yanında götürdüklerin hep böyle olsun,
Gözümden akan yaşlar her zaman mutluluktan olsun,
Sevdiğim ve oğlum her zaman yanımda olsun,
Güzel haberlerin müjdelendiği,
Ben değil bizlerin olduğu bağlılık ve bereket dolu yepyeni bir yıl olsun...













5 Aralık 2012

1. Ay



                               
Kuzeyi alıp eve doğru gelirken bundan sonraki üç kişilik hayatımızı tahmin etmeye çalışıyordum.Bu minik adamın varlığını ilk hissettiğimiz anda bile hayatımızda ne kadar çok şeyi değişmişti.
Kuzey 1 aylık oldu bile.Ne çabuk geçti? nasıl geçti? anlamadım.
Bugün doktor kontrolümüzde hepatit aşısının 2. oldu.Biraz ağladı ama beklediğim kadar kıyamet koparmadı.
                                Bütün günüm Kuzey'le dolu dolu geçiyor,gece ve gündüz birbirine geçmiş durumda.Düzenimiz; düzensizlik..
                                Ama ben hiç şikayetçi değilim uykusuzluktan filan..Nasıl bir bağımlılık ve nasıl bir aşksa bu gazının çıkması bile yüzümüzün gülmesine yetiyor da artıyor bile.
                                Artık hiç bir şeye vakit yok.Az bir sey vakit bulursam hızlıca işlerimi hallediyorum.Bazen kendimi unutuyorum.İlk ay en zorudur diyor herkes.Alışık olmadığım bir düzene alışmaya çalışmak ve uykuyu çok seven biri olarak uykusuzluğa direnmek biraz yorucu olabiliyor.
Bu arada anneliği yeni yeni keşfediyorum,Bir lütuf,Allah'tan gelen.Oğlumla yaşadığım her ana binlerce şükürler olsun.
               

21 Kasım 2012

Kuzeyimiz Geldi


Doğum gerçekleşti, ikimizinde sağlığı şükürler olsun çok iyi...1 haftada o kadar çok şey biriktirdimki hemen yazmak istiyorum


                            Bir gün önce yani 13 Kasım sabahı saat 6:00.Uyanıyorum ve haftalar önce hazırladığımız, bebeğimizin odasındaki koltuğa oturmuş, gözleri dolu dolu,dışarıyı izleyen kocamı buluyorum.Yanına gidip boynuna sarılınca sabahın köründe duygusallık diz boyu oluyor.Bu artık ve nihayet evdeki iki kişilik son günümüz.Çekirdek aile olmamıza bir gün kala...Onu ilk kez böyle ağlarken görüyorum.İşte hayatımda unutamayacağım nadir anlardan biri daha.O kadar ki o an bende hiç konuşamıyorum.

                            Aynı günün gecesi evdeki telaş son haddinde.Günler öncesinden hazırladığım çantamı bir türlü kapatamıyorum.Sanki sabah hiç olmayacak gibi geliyor.Ama saat öyle hızlı ilerliyor ki. Evde annemde var.Beraber artık son kontrolleri yapıyoruz. Saat 2:00 gibi uyuyabilmek ümidiyle kendimi yatağa atıyorum.Yarı uyur yarı uyanık 5:30 gibi yataktan kalkıyorum.Hepimiz heyecanlıyız.Giyindim ve artık evden çıkıyoruz.
                            14 Kasım sabahı oğlumuza kavuşmak için sadece saatler var. Acıbadem Fulya Hastanesine doğru yola çıkıyoruz.Yolda geçen zamanı hiç hatırlamıyorum,ne konuştuk hiç biri aklımda değil.Zaten sabahın o erken saatinde 15 dakikada karşıya geçiyoruz.Diğer yakınlarımızda orda olacak.Hastaneye ulaştık ve daha önceden rezerve yaptırdığımız doğum katındaki 4608 numaralı odamıza çıktık.Buraya bakmak için daha öncede gelmiştim.Benim kalacağım oda iki odadan oluşuyor.Biri ziyaretçiler için.Çıkmamız, yerleşmemiz derken saat 7:00 olmuş bile.
Hemşirenin biri gelip biri gidiyor.Bazı sorular soruyorlar ve bazı kağıtlara imza atıyorum.Beni bir telaş almış durumda,sabırsızlanıyorum.Hemşire elindeki ameliyat önlüğünü bana giydirmek üzere yanıma geldiğinde olayın ciddiyetini kavrıyorum.
                            Arada bir gözüm Mustafa'ya ve anneme kayıyor.Kendimden daha çok sanki kocamı düşünüyorum.Acaba ruh hali nasıldır diye.Anneminse yüz ifadesi çok tuhaf.Bir insan gülerken aynı zamanda nasıl bu kadar endişeli gözükebilir.Bu arada herkes gelmeye başladı.Odam epey kalabalık.Ben o soğuk mavi ameliyat önlüğünü, fotoğraf çekimi olacağını unutarak çoktan giydim bile.Derken fotoğrafçımız Alev hanım asistanıyla birlikte geldi.Kendilerini görünce rahatladım sanki biraz.Kısa bir tanışma faslından sonra "son hamile fotoğraflarınızı çekelim", diyerek bir kaç fotoğrafımı çekiyor.Sonrasında eşimle yanyana, ailemle ve diğer herkesle...
                            Bütün bu anları yaşarken bir fon müziğim olsaydı,Beethoven-Moonlight Sonata olmasını isterdim..Her anı ağır çekimde yeniden izlemek.
Bu arada elimin üstünden damar yolu açıldı.Ve doktorum Bora bey yanıma geldi.Kısa bir konuşma yaptı.Şu an hiçbirini hatırlamıyorum.Fotoğraflarda çok güldüğüme göre doktorum yine yapmış bir şeyler.Sürekli soruyorum ne zaman alıcaklar beni saat 8:00i geçmeye başladı.Sonrasında iki hemşire beni almaya geliyor.O odadan ameliyathane girişine kadarki zaman zarfında olanları hatırlayamıyorum.
Hayatında ilk defa bu önlüğü giymiş olan ben, o kapının önüne gelince duyduğum korku ve endişe hissi tamamen silindi.Kendimi nasıl hissettiğimi nasıl tarif edebilirim ki? Belki daha önce hiç bu kadar güçlü hissetmedim kendimi.Ve inanılmaz bir huzur kapladı içimi.

İçerde sakin bir müzik çalıyor,biraz kalabalık ama herkes bir şeyle uğraşıyor.Ben ameliyat masasına doğru süzülürken içimden kendime 'Allahım buda geçecek,geçecek,geçecek' diye telkin yapıyorum.Anestezi uzmanı epidurali yaparken her şeyi aşama aşama anlatıyor.O esnada çok üşüdüğümü hatırlıyorum.Epidural aşamaları bana çok zor geldi.Belki şu andaki aklımla genel anesteziye -evet derdim.Neyse herşeyden emin olduktan sonra doktorum geliyor.Tanıdık bir yüz görmek ne güzel.Biraz sonrada eşimle,fotoğrafçımız içeri giriyor.Az sonra taze baba olacak olan sevgili kocam önlüğün altında kalan elimi tutarak bana güç veriyor.
Her şey sanki ağır çekimdeymiş gibi ilerliyor.Hayatımın en uzun süren bekleme zamanı belkide.En sonunda dayanamayıp "daha ne kadar beklicem,bebeğim nerde?" diyorum."Sen böyle yaparsan çıkmaz bebeğin" diyor doktorum.Bundan bir kaç dakika sonra minik bebeğim doktorumun elleri arasında gözlerimin önünde duruyor.İşte hayatın durduğu an.Ağlarken o azıcık çıkan sesiyle ameliyathaneyi yıkıyor oğlum.Yanıma getirip yanağıma yüzünü değdiriyorlar.Ağlaması kesiliyor o an..
Hemşire Kuzeyi götürüyor ve beni uyutuyorlar.Uyumadan hemen önce çok yorgun hissettim kendimi sanki savaştan çıkmış gibi.Uyandığımda ameliyathanenin dışında bekletiliyordum.Herşey olup bitmişti.Dışarı çıkarken beni Mustafa,annem,minik görümcem,k.pederim orda bekliyordu.Bende bir an önce doya doya bebeğimi görmek için sabırsızlanıyordum.
                                 Odaya çıktıktan sonra Kuzey bebeği yanıma getirdiler.İlk emzirme için kucağıma verdiklerinde dünyada başka hiç bir şey bu kadar mutluluk vermez herhalde diye düşündüm.Başını yanağıma değdirdim.Yumuşacık saçları vardı oğlumun...İşte bütün o sayıların günlerin ve ayların mutlu sonu..
Dünyada bundan daha güzel ne olabilirki!..
                                  İlk gece Kuzey bebek çok ağladı ve ben bu kadar yorgunluğun üstüne o gece çok az bir uykuyla sabah ettim.Yanımda bütün gece uyuklayan üç tane refakatçim vardı,hepside pert oldu tabii :)
                                  Ertesi gün Mustafa'yla önceden aldığımız sünnet kararı için doktorla görüştük.Öncesinde bu kararı vermek biraz daha kolay oluyor iş gerçeğe dönünce duygusal düşünerek,etraftakilerinde olumsuz baskısı yüzünden vazgeçme noktasına gelinebiliyor.Ama ben oğlumun sağlığı bir engel oluşturmazsa kararımı değiştirmeme yönünde kendimi telkin etmiştim.Neyse ki hiç bir problem olmadan bunuda atlattık..
                                  Hastanede çok hızlı geçen iki gün geçirdik.Bizi bu mutlu anlarımızda yalnız bırakmayan sevenlerimiz,dostlarımız ziyaretimize geldiler.
                                   Hep şükrediyorumki oğlumun sağlığı çok iyiydi.Hiç bir sorun yaşamadık.
Bundan sonraki 3 kişilik yaşantımıza adım atmanın şaşkınlığı,heyecanı ve mutluluğu ile evimize doğru yola koyulduk.
Şimdiden bu minicik adamın aşkı bütün benliğimi sardı bile...
                               

11 Kasım 2012

38. Hafta

Evet. Bu bizim oğluşla karın karına son haftamız.14 Kasımda Kuziş geliyor.Bi heyecan bi heyecan, en çokta babası. Geceleri evin içinde biri dört dönüyor.
Şimdiden gelecekte neler olabileceğini kestirebiliyorum.Ama ben sadece bebeğim ve kocamla sakin huzurlu bi kaç hafta geçirmek ve Kuzişe alışmak istiyorum.Ve yanımda sadece annemin olmasını...Tabiiki yine hiç bi şey benim istediğim gibi olmayacak.Umarım çok fazla sinirimi zıplatacak şey yaşanmazda şu ilk günleri sakin sakin atlatırız.
Neyse 8 Kasımda son kontrol için gittik.Kuziş 2.960 gr olmuş,anneem :)) Yine yüzünün bi kısmını görebildik elini yumruk yapmış gözünün üstüne koymuş bu seferde.Sanki bana benziyor burnu filan.Kalp atışlarını dinledik.
Son olarak artık epidural sezeryanda karar kıldık, 38.hafta dolduğu zaman bebeği almak zorundayım dedi doktor, daha fazla bekleyemeyiz.Gebelik şekeri olunca öyle oluyomuş.Şimdi son iki günüm kaldı. Öyle böyle 9 ayı devirdim. Yarın evde temizlik yapılacak, salı günü annem gelicek.Çantama son şekli vermedim daha.
Şimdiyse Çarşamba sabahı sağsalim Kuzeyi kucağıma almaktan başka bir düşüncem yok.

10 Kasım 2012

36 ve 37. Hafta

Hamileliğin başlarında sanki sonu hiç gelmeyecek bir serüvenin ortasında gibi oluyor insan.Ama son haftalara girmişken artık hem bebeğin dünyaya gelmesi için sabırsızlanma hemde sonrasını hesap etme gibi garip bir psikolojiye girdim. Balık burcu olmanın verdiği sebepten olsa gerek dokunsalar ağlayacak kıvamdayım.
Ne sorular geçiyor aynı anda kafamdan.Bebeğim sağlıklı olucakmı,iyi olucakmı, kime benzicek,sarımı esmermi, çok ağlarmı,sütüm hemen gelirmi of yani....
Bu haftalardaki septomlara gelirsek kolumu kaldırmaya halim yok.BÜtün vücudum ağrıyor gibi.Yürürken baskı hissediyorum ve hatta olmadığını bile bile etrafta tuvalet arıyorum.Bebek iyice ağırlaştı demekki.Karnım desen füze mübarek.37. Haftada kontrol için gittiğimde şekerime dikkat etmem konusunda doktorumdan ufak çaplı bir uyarı aldım.Dikkat ediyorum ama ölçüm yapmayı epey bi boşladım, epeyde bi kaçamak yaptım.Aksine canımda hep tatlı şeyler istemeye başladı.
Bu arada o salak hurafelere kulak tıkayarak saçlarımı kestirdim, artık buraya kadar dayanabildim.Kayınvalidem saçımı kestirdiğimi görünce çığlık attı. Uuvvvv biz dokunamadık korkardık gibi laflar etti.Onada kulak tıkadık. Şimdiden herşeye cevap vermeye kalkarsam kendimi bi savaşın içinde bulacağımı anladım. Özellikle bebek doğduktan sonra.
Kuziş bi gelsin... bi gelsin oğlum...

4 Kasım 2012

Artık Geri Sayıyoruz-9

Doğuma iki hafta kala geriye dönüp baktığımda bu hamilelik sürecinin ne kadar zor evreleri olduğunu düşündüm. Sadece 9 ay değil tabii birde öncesi var.Çocuk istemek,birlikte bir karara varmak ve sonraki sabırsız bekleyiş. Daha ortada bebek filan yokken hayatına verdiğin çeki-düzen.
Doğuma doğru yaklaştıkça kafam karmakarışık olmaya başladı.Hayatımızın ve gündelik yaşamımızın daha şimdiden bu kadar etkileyeceğini hiç aklıma getirmedim belkide.Evimizi baştan aşağı yeniden düzenlememiz,arabamı satmamız ve bebek için daha güvenli olsun,rahat edelim derken nihayetinde kendimizi galerileri gezerken bulmamız.
Babası padişahım geliyor derken ben içimden inşallah çok şımartmayız bu çocuğu diye şimdiden kaygılanmaya başladım.3 kişilik bir aile olmak için son on gün kaldı.Buraya kadar hamilelik çok güzel gitti.15 haftalıkken ufak bir korku dışında, Oğlum beni hiç bunaltmadı,daraltmadı ve üzmedi.Geçtiğimiz perşembe 36+2 de kontrolümüz vardı.2650 gr. olmuş Kuzişim.Ben hala nasıl doğuracağıma karar verememişken doktorum doğum yapacağım hastanede anestezi uzmanı ile görüşmemi istedi, devamında onlarda bazı kan testleri yapılması gerektiğini söylediler.Bir hafta sonraki kontrole erteledim artık.Anestezi uzmanı epidural ve genel anesteziyi anlattı.Ağrısız doğumdan bahsetti.
Suni sancı almak tüylerimi diken diken ediyor, sezeryansa bacaklarımı titretiyor. Sonuçta sancı çekip sezeryana dönme ihtimali olması beni hepten geriyor.Herkes fikrini söyleyince kafam dahada bir karışıyor.8 Kasımda bi kontrol randevumuz daha var bu son sanırım.
                 Ne olursa olsun korkmuyorum,kendimi oğlumla tanışacağım ve göreceğim o ilk ana o kadar adapte ettim ki,sadece bunun heyecanı bile aklımı başımdan alıyor.
                 Bu arada karnımdaki o hareketlere o kadar alıştım ki çabuk geçti hamilelik sanki ya diye içerleniyorum.Şimdi minik ayaklarını karnımın içinde sağa sola gerdirirken bende onu yakalamaya çalışıyorum.


                 

31 Ekim 2012

Doğum Çantası ve Diğer Şeyler



37. haftaya merhaba demişken artık doğum çantasından bahsetmenin zamanı çoktan gelmiştir herhalde.

Biz 2 hafta önce doğum yapacağım hastaneye giderek suit oda için rezerve yaptırdık.
Ve öğrendim ki Acıbadem hastanesi bebeğin bütün ihtiyaçlarını karşılıyormuş.Sadece eğer kendi kıyafetlerini giydirmek isterseniz getirebilirsiniz dediler.
Bende hazırlıklı olmak adına ve o gün fotoğraf çekimi de olacağı için
Kuzey bebek için ayrı bir çanta hazırladım.

1 tane yeni doğan takım (kısa kol ve uzun kol body,pijaması ile birlikte)
1 tane tulum,
1 tane ince penye battaniye
1 tane polar battaniye
2 tane hazır bez
1 tane önlük
2 tane çorap
2 adet ince tülbent ağız mendili

Kendim için;
Gecelik *2 adet,sabahlık
Pijama takımı
4-5 tane iç çamaşırı
*2 emzirme sütyeni
1 tane emzirme atleti
Terlik (yürüyüş için) ve kaymayan bir terlik (banyo için)
Göğüs pedi,göğüs kalkanı, ve kremi
Şampuan,saç kremi,duş jeli, diş macunu,diş fırçası koyu renk havlu/yüz havlusu vs..
Makyaj malzemelerim
Saç fırçası,ayna,
Fotoğraf makinesi

Bebek Hediyeleri
Kurabiye,çikolata ve renkli makaronlardan oluşan ikramlıklar
Lohusa Şerbeti

Eve dönerken;
Bebek için araç koltuğu (ana kucağı)

Kurabiye ve makaronları butik bir pastaneye doğumdan bir gün önce hazır olacak şekilde sipariş verdim.
Çikolataları Pelit'ten aldık.Pelitte çeşit çeşit bebek konsepti için hazırlanmış süslü çikolata ve bademler var.
Lohusa şerbeti için karaf ve bardakları ise Paşabahçeden aldım.Beyaz tepsi ise İkea'dan. Diğer süsler Eminönü'nden alındı.
Bu arada lohusa şerbeti için şeker Çamlıca E-bebektede var.



Hastaneye giderken Kuzey için hazırladığım çantayı açmama bile gerek kalmadı,zaten eğer hastane kıyafetlerini vermeseydi nasıl başa çıkacaktık bilmiyorum,günde 4-5 defa üzerini değiştirmek zorunda kaldılar.
Kendim için hazırladığım şeyler dışında sonradan herhangi bir şeye ihtiyacım olmadı.
Önden düğmeli gecelikler çok işe yaradı.

28 Ekim 2012

Hamilelikte Kramp ve Ödem



Hamilelikte kramp daha çok yatarken giriyor.Fazla hareket etmemek, kas kasılması, az sıvı alınması, aşırı kilo alımı ve varisler krampların oluşmasının nedenleri arasında.Ödemse anne adaylarının %75'inde sorun yaratacak kadar sık görülüyor.
Hamilelikte olası bacak kramplarının sebebi mineral eksikliği,kilo alımı ve dolaşım değişikliği olarak düşünülebilir.Hamilelik döneminde mineraller bebeğin anne karnındaki gelişimine harcandığı için eksiklik doğar.Hem bu nedenle hemde geceleri kan dolaşımı daha yavaş olduğundan özellikle yatar pozisyondayken bacaklarda,kalçada, bel ve karın kaslarında kramp oluşur.
Bütün bunların yanı sıra eskisi gibi hareket edememek,soğuk havalar,sıcak havalar,aşırı kilo alımı ve varisler gibi etkenlerde krampın nedenleri arasında sayılır.

Krampları önlemek için
Bol sıvı tüketmek,
Çok fazla hareketsiz kalmamaya özen göstermek,
Yürüyüş yapmak,
Yatmadan önce ılık bir duş almak,
Aşırı kilo almaktan kaçınmak,
Sol yana yatmak,
Kalsiyumdan ve mineral yönünden zengin besinler tüketmek,
Varis varsa varis çorabı kullanmak,
Yüksek topuklu ayakkabı giymekten kaçınmak.

Hamilelikte Ödemden Korunmak İçin
Tuz alımını kısıtlamak,
Sıvı alımını artırmak,
Uzun süre aynı pozisyonda olmaktan, ayakta durmaktan ve oturmaktan kaçınmak,
Mümkün olan her an ayakları yukarı kaldırıp dinlenmek,
Düzenli egzersiz yapmak,
Uzun süre dizler bükülü olarak seyahat etmemek ve uçak yolculuklarında saat başı dolaşmak...


23 Ekim 2012

Bebek Kıyafeti Seçmenin İncelikleri



Bebeğin giysileri pamuklu,yumuşak ve doğal kumaşlardan yapılmış olmalı ki cildini tahriş etmesin.Ayrıca içinde rahat hareket edebileceği kadar bol olmalı ya da emeklerken veya dönerken kol ve bacakları engellenmemeli.Çorapları da yumuşak ve rahat bir bollukta olmalı.Giysi alırken kol,yaka ve bel ağızlarının sert olmamasına ve çıtçıt,düğme gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekir.Aynı zamanda tüylü kıyafetler olmamasına da özen göstermek gerekir.Çünkü çocuklar buldukları şeyleri ağızlarına götürürler ve tüyler çocuğun boğazına kaçabilir.Tulum ve pijamaların karın kısmından açılmasına dikkat edin ki bez değiştirme işini daha pratik ve sağlıklı yapabilesiniz.Bebekler çok çabuk büyüdüğü için ilk etapta çok fazla yenidoğan kıyafeti almanıza gerek yok.İlk günler için bir kaç parçayla yetinip 3-6 aya göre olanlardan daha fazla almak uygun olacaktır.
                   Lastikli, düğmeli kıyafetleri tercih etmeyin.Omuzdan çıtçıtlı ,esnek yakalı,önden açılan tulumlar yada ikili takımlar ilk aylarda size ve bebeğinize kolaylık sağlayacaktır.
                   Güvenlik açısından düğme yada uzun ipli giysiler yerine çıtçıtlı ve sade olanları,yıkanınca sarkmayan, çekmeyen, boya vermeyen kaliteli ürünleri, kullanılan boya maddesinin bebekte alerji yapma olasılığı olacağından standart belgeli ürünleri tercih etmelisiniz.
                    Bebeklerin cildi ince ve dış etkenlere karşı daha duyarlıdır.Yağ tabakası yetişkinlere göre daha az olduğundan soğuğa karşı da dirençsizdir.Bu yüzden özellikle ilk aylar da bebeği daha dikkatli giydirmeli, özenerek alınan ve seçilen cicili bicili kıyafetleri yıkarken bunların bebeğin cildine doğrudan temas edeceğini unutmamak gerekir.
                    Bebek giysileri temizliği için özel üretilen deterjanlar yada sabun tozları tercih etmek gerekir.Kokusuz, parfümsüz, renksiz,bebeğin cildine ve solunum sistemine zarar vermeyecek hipoalerjenik kimyasallar bebek deterjanlarında aranan özellikler.
                    Sıvı formdaki deterjanlar durulanma esnasında toz deterjanlara kıyasla daha avantajlı.
                    Bebek giysilerini ilk aylar ayrı yıkamak gerekir.Küçük parçalardan oluşan çorap,eldiven gibi parçalar için çamaşır filesi kullanmak giysilerin makineye sıkışmasını engeller.Bebek giysileri mutlaka yıkanıp,ütülendikten sonra kullanılmalıdır.



Anne ve Bebek dergisi Temmuz sayısı

                   

Bebek Odası Hazırlıkları


Burası bizim bebek odamız...
Evlendiğimizden bu yana hep boştu.Önceleri spor odası ve çamaşır odası olarak kullandık.Sonra bebek geliyorum dediği anda odayı boşaltıp tadilat olayına girdik.Aslında yazın bütün evi tadilata aldık.9.katta oturduğumuz için salondaki balkonumuzu Kuzey için feda edip içeri kattık.Evde bir çok değişiklik oldu ama bu postun konusu oğluşumun odası.
Duvarları turkuaz yaptık.Bu arada evimizde daha önce saten boya vardı.Bebek geldiği için kokusuz su bazlı boyayla bütün ev boyandı.Gerçekten de saten boyanın günlerce havalanmasına rağmen çıkmayan o rahatsız edici kokusu su bazlı boyada hiç olmadı.
Bizim diğer odalar dikdörtgen olduğu için dekorasyonda çok fazla alternatif olmuyor maalesef.Daha öncede anlattığım gibi bir çok bebek mağazasını didik didik ettim.Ve Modokoda Çocuk Kalbi diye bir mağazadan bebek odası siparişimizi verdik.Şu an oda bitti.Perdeler filan da geldi.Koltuğu da İkea'dan aldım.Odanın son halini daha sonra resimleyip bu posta ekleyeceğim.


19 Ekim 2012

35. Hafta

Bugün doktor ziyaretimiz vardı.
Kuzey 2 kilo 300 gr ağırlığında ve 46 cm  boyunda.
Bense 1 kilo alarak 70'i gördüm.Yani şu ana kadar toplam 8 kilo.
İyiymiş gayet güzel.
İlk defa bugün oğlumuzun kısmende olsa suratını görebildik.Yuvarlak bir surat dümdüz inen yuvarlak bir burun, tatlımı tatlı minicik dudaklar ve gözler.
Gelgelelim şikayetlere;
Kuzey büyüdükçe ve ağırlaştıkça karnımdaki baskı iyiden iyiye arttı, artık yürümek ve tuvalete uzak bir yerlerde olmak oldukça zor.
Mide yanmalarım berbat durumda.Ne yersem saatlerce midemle savaşım başlıyor.Ve herkes böylemi bilmiyorum ama ben inanılmaz susuyorum.
Erken doğum riski yokmuş ama artık Kuzey istediği zaman gelebilirmiş,sorun yok dedi doktorumuz.
Oğlum artık eskisi gibi pıt pıt tekme atmak yerine ayaklarını karnımda sağa sola yukarı aşağı gerdiriyor.Çok garip bir his.
Bundan sonra ziyaretlerimiz haftada bir olacak.Doğuma tam 25 gün var.
Şimdi karar vermem gereken konu doğum.38 haftada gebelik şekeri yüzünden doğum gerçekleşecek.
2 seçenek var ya suni sancıyla normal doğum denenecek yada sezeryanla doğuma karar verilecek.Şu an ne yapacağımı gerçekten bilmez bir vaziyetteyim.
Suni sancıyla normal doğum sadece yüzdeli bir şans.Saatlerce sancı çekip sezeryanı yaşayan çok fazla talihsiz anne var,tecrübelerini okudum.İşte bu noktada kafam karışıyor,ne yapsam derken buluyorum kendimi.
Açıkçası çevremde fikir alabileceğim normal doğum yapan yada benim durumumu yaşayan hiç kimse de yok.
Neyse elbet bu konuda netliğe kavuşacak.

16 Ekim 2012

Kuzey'in Heyecanı Sardı (33 ve 34. Haftalar)


Kuzeyin gelmesine az bir zaman kaldı.Oğlumun her şeyi hazır.Kıyafetler yıkandı,ütülendi,dolabına yerleştirildi.Odasının eksikleri tamamlandı.Hastane çantası hazırlandı.Kurabiye siparişleri verildi.Doğum fotoğrafçısı ayarlandı.Hastane randevumuz alındı.Hastane süsleri alındı :)
Şimdi şu son 4 hafta nasıl geçecek diye içim içimi yiyor.Babası benden daha sabırsız.Ben gününde gelsin diye dua ediyorum.Ve aslında bu mucizeyi yaşamanın tadına son ana kadar varmak istiyorum.Kıpırtılarına,tekmelerine o kadar alıştımki.
Eksikleri tamamlarken o kadar çok koşturmaca oluyor ki, iyi ki önceden tamamlamışım diyorum çünkü şu anda yürümek,ayakta durmak ve bir yerlere gitmeyi düşünmek bile çok zor geliyor.Yürürken karnımın altında bir basınç oluşuyor ancak sola yatar pozisyonda ,sert bir koltukta biraz rahat edebiliyorum.Son bi iki haftadır geceleri hiç uyanmadan uyuyabiliyorum.Evet evet biliyorum...Çok şanslı olduğumun farkındayım.Son ayda olmama rağmen şikayetlerim yok denecek kadar az.Kuzey beni hiç üzmedi.Bakalım dışarda nasıl bi çocuk olucak.34 hafta bugün bitiyor.Şaka gibi.
33. ve 34. haftalarda karnımın içindeki ağırlık iyiden iyiye beni zorladı.En son iki hafta önce Kuzey 2 kilo 50 grdı.Ve ben toplamda 7 kilo almıştım.Bu seferki ultrasonda oğlum belki yüzünü tam anlamıyla gösterir diye umutlanmıştım.Ama o kolunu emmekle ve bir ayağını ağzına sokmaya çalışmakla çok meşguldü.Yine göremedik o bal suratını.Bebek çok iyi hiç bir problem yok dedi doktorumuz.Bu cuma günü yine randevumuz var.Sanırım bu hafta doğumla ilgili konuşmalar yapılacak ve son kararlar alınacak.Ve bundan sonra kontroller haftada 1 şeklinde sıklaşacak.

Karmakarışık duygular içerisindeyim.Gözlerimi kapatırken, sabah uyanırken aklıma ilk gelen şey bebeğim.Şu an her şey hayal gibi.Kısacık bir zaman kalsa da sanki o an hiç gelmeyecekmiş gibi geliyor bana.
VE
Onunla karşılaşacağımız o ilk an hayat duracak mı? 


13 Ekim 2012

Son 4 Hafta

Şu insanların bi hamile gördüğü zaman''Aklında Olsunla'' başlayan cümleler kurmasına aşırı derece de gıcık oluyorum.Aklında olsun şunu şöyle yap,aklında olsun şunları ye,ne yap ne et normal doğur filan.Yahu sanane.
Dışardan dinlermiş gibi gözüküp içimden neler sıraladığımı bir bilseler hiçççç teşebbüs etmezler herhalde.
           Evet. Tamam. Anlıyorum bazende normal karşılıyorum hatta ama kendinden örnek vererek her şeyi sanki sadece kendi biliyormuş gibi akıl gösterenlerede kimse kusura bakmasın dirsek atmak istiyorum.Hak ediyorlar çünkü.
Dünde bol bol ciğer yemem gerektiğini öğrendim.Bir teyzemiz var yaşlı tabii kadın hamileyken bol bol ciğer yemiş, sonra bebek doğunca kıpkırmızıymış.Doktorda demişki ayyyy sen ne yedin böyle aaa,bebeğin ne güzel kıpkırmızı demiş.Adam 50 yaşında hala yanakları kıpkırmızı dolaşıyor.
Ööööffffffffffff banane yaaa.Sen bana milyar versen ciğer yemem oda ayrı.
Bu arada şu hikayeyi en az üç defa dinledim.
            Ya ben zaten sağlıklı besleniyorum,bu işin ilmini bilen insanlardan destek alıyorum,bol bol kitap okuyorum,araştırıyorum.Tamam yeni fikirlerede açığım ama galübeladan kalma saçma sapan hurafelere kapalıyım.Biri saçını niye kestirdin der,öbürü hiç kilo almamışsın sonlara doğru şişiceksin der.Zaten sonlardayım artık 4 haftam kalmış.İlla şişkomu olmak lazım yani.
              Ötekide kimsenin bilmediği bir şey anlatıyor,kendisi uydurmuş bunu.Memelerine fincan kapatıyomuş,elbisesine değmediği için çatlamıyomuş,kimsede bilmez yani bu yöntemi..Ayoll delimisiniz o devir!!! hangi devir? artık göğüs kalkanı diye bi şey var.Tövbe yarabbim.
Doğumla ilgili korkutma kampanyaları,
doğurduktan sonra başıma gelecekler konusunda moral bozucu yorumlar,
şimdiden bebeğin kime benzeyeceğine dair yapılan iddialar,
Daha neler gelicek başıma kimbilir.

6 Ekim 2012

Hamilelikte Çatlak Oluşumu Önlenebilir mi?


Benim için çok çok çok önemli bir konu bu çatlak meselesi.
Önceden alınıp-verilen kilolar vücutta çatlak oluşumuna sebep olduysa ve annenize baktığınızda çatlakları varsa genetik olarak yatkınsınız demektir.
Nasıl önlem alabiliriz:
Öncelikle hamileliğin son aylarında değil en başından başlayarak önlemlerimizi alıyoruz.
1.Düzenli ve dengeli beslenme konusunda bir rutin oluşturmak
2.Bol bol su içerek vücudu içerden nemlendirmek,
3.Duş sırasında dairesel hareketlerle fazla bastırmadan kese yapmak
4.Duştan sonra vücudu nemlendirmek (özellikle karın,basen ve göğüs)
 Bütün bunlardan sonra gebeliğin 3. ayından itibaren günde 1 yada 2 defa kullanılabilen krem yada jeller var.
Ben doktorumun tavsiyesiyle ilk aylarda Mustela kullanmıştım.Krem kıvamında ve sürerken cilt kremi emmiyor,masaj yaptıkça krem ciltten çıkıyor, bu yüzden hiç memnun kalmadım.Sonra badem yağını tavsiye ettiler.Badem yağı cildi yumaşatıyor yalnız kötü bir yan etkisi var kıllanma yapıyormuş,bunu duyar duymaz sürmeyi bıraktım.
Sonra hamile olan diyetisyenimin tavsiyesiyle daha öncede adını sıkça duyduğum Lierac'la tanıştım.100 ml fiyatı: 75 tl.
Yapısı jel kıvamında,sürülmesi kolay ve ciltle hemen uyum sağlıyor.Yapış yapış bir his bırakmıyor.Şimdilik herhangi bir çatlak oluşmadı.Umarım böyle devam eder.

5 Ekim 2012

32. Hafta



Uyku,uyku,uyku...
Bu hafta uyku düzenim değişmeye başladı.Gece 1 de yatıp sabaha karşı uyanarak 1-2 saat yatakta döndükten sonra uykuya dalıyorum ve 11de güçlükle kalkabiliyorum.Üşengeçlikle kahvaltımı hazırlayıp kendimi koltuğa atıyorum.
Artık bebeğimin epey ağırlaştığını hissediyorum.Yürürken karnımın altında basınç hissediyorum(olsada olmasada hep bi tuvalete gitme ihtiyacı).
Gece uyandığımda Kuzey hareketleniyor,bende fırsattan istifade elim karnımda oğlumu seviyorum.

Avmlerdeki Otopark Sorunu

Daha önce gittiğim bütün AVMlerde tırım tırım park yeri ararken kendi kendime ne zaman birilerinin aklına hamile kadınları düşünmek gelicek acaba diye sorardım.Bu uygulamayı görünce nihayet dedim bi akıl eden çıktı.Gerçekten bizim için büyük rahatlık.Zaten kocaman avmlerde maraton koşusu şeklinde alışverişlere tabii tutuluyoruz. İhtiyacımızı alıp hemen kestirmeden fazlada dolanmadan işimizi halledelim istiyoruz.Misal bugün bana yürümek çok işkence geldi.Bu uygulamayı Marmara Forumda gördüm,darısı diğerlerinin başına...
Bu arada Marmara Forumda iki katlı HM mağazası var.Daha önce İstinye Parktakine gitmiştim ama orda Kids bölümü yokmuş.Kız bebekler için çeşit çok ve şirin şeyler var, her zamanki gibi erkek bebekler unutulmuş.Sadece iki şapka alabildim.Fiyatlarda çok uygun.Aynı şapkaların Mothercare'de 39.95 etiketi vardı.Ayrıca hamile bölümüde var.Yalnız aldıklarınızla birlikte kasada uzun bir kuyruk beklemeniz gerekiyor.Kısaca biraz yorucu bir yer....

28 Eylül 2012

Bebek Arabası ve Anakucağı Seçimim



Bu konuyu o kadar çok araştırdım ki artık tez bile yazabilirim.Çoğunlukla herkesin istediği bebek arabası aynı standartta.Yani pratik ve güvenli olması,kolay taşınması ve katlanması,bagajda çok yer kaplamaması derken bu standarttaki arabalar genelde hafif oluyor,hafif olması ise güvenlik ve rahatlık konusunda soru işaretleri bırakıyor.Genel olarak 3 tekerlekli bebek arabaları devrilme riski yüzünden pek tavsiye edilmiyor. Travel sistem olarak düşünürseniz de çoğu markaya artık farklı bir marka ana kucağı basit bir aparat sayesinde takılabiliyor.Ben zaten en başından beri Maxi-Cosi ana kucağında karar kılmıştım.Bebek arabasında ise uzun bir araştırma sürecinden sonra seçeneklerimi kısıtlamıştım.Daha öncede bununla ilgili bir post yazmıştım.
En son yine E-bebekte bakınırken Mamas&Papas markasını gördüm.Daha önce nette adını çokca duyduğum bu markayı yakından inceledim.Ve en sonunda kararımızı verdik.Maxicosi anakucağı ile birlikte ürünü aldık.Mamas&Papas Urbo modelinin özelliklerini incelemek için tık tık
Maxi-Cosi anakucağını incelemek için  buraya tık tık

Araba demişken bebek bakım çantasını da aradan çıkardım.Bu çanta postacı tipi omuzda,elde ve ayrıca sırtta taşınabiliyor.İçindeki aparatları ile bebek arabasına takılabiliyor.İçi çok geniş ve kullanışlı.Bence en önemli özelliği arka kısmındaki gizli cepten çıkan sırtta taşıma aksesuarı ile sırt çantasına dönüşebilmesi.Markası Okiedog  incelemek için buyrun...

Hamilelikte 7. Ay

Son entryleri hafta hafta yazıp son dört haftayı yazmaya üşenen ben 7. ay olarak bu son 4 haftayı aradan çıkarayım dedim.Malum artık oğluma kavuşmama az bi zaman kala alışveriş maratonu tam gaz devam etmekte.
28 ve 29. Haftalar sıradan ve sorunsuz geçti, diyetle devam ettiğim için çok fazla kilo almadım, nefes almak,koşturmak ve diğer bilumum işler için yeterince enerjim vardı.
Bebeğin minik hareketlerini bile hissedebiliyorum artık.Güçlü tekmeleriyle sanki karnımın içinde ordan oraya koştuyormuş gibi gürültü çıkarıyor.Banamı öyle geliyor bilmiyorum ama özellikle balık yediğim zamanlarda enerji patlaması yaşıyoruz.
30.haftaya girdiğimizde kontrolümüz vardı.Ultrasonda Kuzeyi görmek bambaşka bir zevk ve tarifi olmayan bir duygu...Haftalarca sadece o günün gelmesini bekliyorum.Son kontrolden bu yana ne kadarda büyümüş miniğim 1580 kg boyu ise 40 cme ulaşmış.Bende şu ana kadar 7 kilo almışım.Doktor tahminen 5 kilo daha alabilirsin dedi.Beklenen doğum tarihi içinse gün bile verdi 14 Kasım.Diyabet olduğu için daha fazla bekleyemem, 38.haftada bebeği almamız lazım dedi doktorum.
30. Hafta birden uyku sersemliği başladı.Ne kadar uyursam uyuyayım yinede yetmiyor.Sabah kahvaltılarından sonra bir posta daha uyukluyorum.Sonra aşırı susuyorum.Mutlaka her zaman yanımda pet şişem olmalı.Ara sıra nefes almakta güçlük çekiyorum ve daralıyorum.Ayakta olduğum zamanlarda sırt ağrılarım başladı.31. haftaya girdiğim şu günlerde kendimi daha ağır hissediyorum, iki merdiven çıksam nefesim kesiliyor.
Bu kadar şikayetten sonra bakıyorumda kendime gayet iyiyim,bebeğim beni hiç zorlamıyor,hatta keşke hamileliğim hiç bitmese diyorum.Bu mucize kıpırtıları özleyeceğime eminim.Yoksa doğum mu korkutuyor beni bilmiyorum.
Son haftalar böyle geçti ve aslında çabuk ta geçiyor benim tamamlamam gereken daha çookk işim var ama.

7 Eylül 2012

Gebelik Şekeri


Hamileliğimin ilk bir kaç ayında canım hiç tatlı şeyler istemedi.Ama testin yapılacağı o hafta sevgili kocam sağolsun eve her gün elinde değişik değişik cezbedici tatlılarla geldi.Bende o hep sürekli dedikleri şeker yemek şekeri çıkarmaz tezinden yola çıkarak gömüldükçe gömüldüm tatlılara.Lokumlar,dondurmalar,profiteroller,şekerlemeler...O hafta kan şekeri ölçümü yapıldı tabii yüksek çıktı.Doktorum 100'lük bir yüklemeyle 2. testi istedi ve oda yüksek çıktı.Sonuç olarak kendimi endokrinoloji doktorunun odasında buldum.Bir kaç tipik soru ve kısa bir muayeneden sonra yapmam gerekenleri anlattı.Bir hafta boyunca şeker yükleme cihazıyla evde her öğünden 1 saat sonra şekerimi ölçmem ve not almam istendi doktorum tarafından.''Diyetle düşer ve en kötü ihtimalle düşmezse insülin takviyesi gerekebilir'',diyede ekledi.Sırasında beslenme uzmanıyla yaklaşık bir 40 dk.lık görüşmemiz oldu.Yeme-içme alışkanlıkları,uyku düzeni,kilo,boy gibi ölçümlerden sonra elimde bir diyet listem vardı artık.2 hafta sonra kontrol için tekrar gidecektim.Bu nasıl bir korkuysa artık araya bayram girmesine rağmen listenin dışına hiç çıkmadım.Ölçümlerde şekerim hiç yükselmedi.Hamileliğimin başından beri ne kadar dikkat ettiğimi düşünsem de aslında hiçte sağlıklı bir yön çizemediğimi anladım kendime.Her gün 3 ara öğün ve 3 ana öğünden oluşan bu beslenme düzeninde abur cubur hariç yok yok.Sabah erken kalkıp güzel bir kahvaltıyla güne başlanıyor, takiben meyve,fındık yada ceviz ve sütten oluşan bir ara öğün ardından öğle yemeği, ara öğün, akşam yemeği ve 2 saat sonra bir ara öğünle daha günü bitiyorum.4 hafta sonra kontrolde bu yeme ile yalnızca 1 kilo almak beni şaşırttı.Buda sadece bebeğin aldığı kiloydu zaten.Tabii ben bol su içtim ve bol bol da yüzdüm.7 aylık oldum ve şu ana kadar 6 kilo aldım.Diyetisyen bundan sonra kilo artışımın artacağından bahsetti, (iki günde iki kilo almak gibi) böyle bir durum olursa gayet normalmiş.
Şimdi yeni bir diyet listem var, öğünlerimin miktarı artırıldı ilaveten haftada 1-2 defa olmak üzere sütlü tatlı yada dondurma eklendi.Diyet listemi daha sonra örnek olması açısından ekleyebilirim.Yalnız benim gibi gebelik şekeri yüksek çıkanların mutlaka profesyonel bir yardım almaları şart.

3 Eylül 2012

Hamile Yastığı



Her zaman yüzüstü uyuyan biri olarak ''karnım büyüdükçe nasıl daha rahat uyurum?'' arayışları kafamı bir kaç gün meşgul etmişti.Sonrasında rahat uyumak için yanıma aldığım yastıkları yerden toplamak üzere uykularım her gece bölünmeye başladı.Yan yatmaya alışmak için ayrı, bu kadar çok yastıkla uyumaya alışmak için ayrı çaba sarf ettim ama yinede bi türlü uyuyamadım.Sonra nette bakınırken karşıma hamile yastığı diye bir şey çıktı.Forumlara göz attım kim ne kullanıyor hangisi daha rahat vs... Ve sonra resimdeki modeli sipariş verdim.Bu yastığa kavuştuğumdan beri resmen yüzüm gülüyor.Hatta bir kaç günlük seyahatlerde bile üşenmiyor, arabaya atıyoruz.Yalnız epey bi yer kapladığı için eşim şikayetçi ama yastık boştaysa bir bakıyorum çoktan sırnaşmış bile yandan yandan.

29 Ağustos 2012

27. Hafta


27. haftayı dün itibariyle atlattık.Oğlumun tekmeleri artık iyiden iyiden kendini hissettiriyor, öyle ki bazen yerimden fırlıyorum.Artık ayağa kalktığımda ve yürürken karnımda taşıdığım ağırlığın farkına varmaya başladım.Bu hafta cuma günü doktor ve diyetisyen randevum var.Yaklaşık 1 aydır diyet yapıyorum bu sayede çok fazla kilo aldığımı sanmıyorum, en son 4 hafta önce 67 kiloydum.Abur cubur ve tatlı gibi şeyler yasak olduğu için aynada sadece büyüyen karnımı görüyorum.Her gece aynı saatte uyanıyorum ve tekrar uykuya dalmak biraz zor oluyor.Şimdi bir an önce cuma günü gelse de oğlumu görebilsem diye sabırsızlanıyorum.
Bu arada canım hiç bir şey yapmak istemiyor,çok üşengeç biri oldum,geçicimi acaba? :
Birde diyet yaptığım için öğünlerime göre yemek pişirip saatine göre yemek beni çok yoruyor.Bu eve bi helga lazım en acil tarafından.

Bebeğe Hazırlık Alışveriş-1

Yavaş yavaş artık alışverişlere başladım.Eksiklerim için şu an bir liste hazırlıyorum.Her yenidoğan bebeğin ihtiyaçları genelde hemen hemen aynı.Ama henüz tecrübesiz olduğum için her gördüğümü almak istemiyorum.Yinede bazen heyecanıma yenik düşebiliyorum özellikle konu kıyafet olunca.Evimize yakın olması sebebiyle Çamlıca E-bebekten bi kaç şey aldım.


Süt saklama kabı ve poşeti Milkway                                  
Termometre Chicco
Göğüs pedi Bebedor
Islak pamuk mendil ve kulak çubuğu Unibaby
Yenidoğan için biberon ve emzik seti Avent
Tırnak makası, törpü, makas,burun aspiratörü Bebedor
Tarak ve saç fırçası Nuk
Penye,polar ve merserize battaniye Ebebek



Hastane çantası için kendime bi şeyler almak istiyorum ama genelde lohusa gecelikleri babanne tarzı şeyler oluyor.Marks Spencer veya Dagiyi tavsiye ediyorlar.Bu arada doğum yapacağım hastane bebeğin bütün ihtiyaçlarını karşıladığı için yanıma sadece gerekli olan şeyleri alıcam.




oğlumun ilk oyuncakları


Evet bebeğimiz bir erkek ve ismine nihayet karar verildi; KUZEY.Bu isim konusu benim için çok sancılı karar verme hikayesiyle dolu ama hatırlamak ve anlatmak istemiyorum,çünkü henüz yeni yeni unutmaya çalışıyorum.Benim için en önemli şey bir anne adayı olarak önce doğacak olan oğlumun ismini sevmesi.Ve  aslında en önemlisi dünyaya her yeni gelen bebeğin bir birey olduğunu, kendilerine ait bir kaderleri ve sıfırdan başlayan yeni hayatın yeni bir isimle taçlandırılması gerektiğini düşünüyorum.
                       
Kuzeyin odasının siparişi verildi ve son olarak yeniden Çocuk Kalbine giderek raf ve bir isimlik eklettim.Önümüzdeki 10 gün içinde mobilyalarımız gelicek.Oda şu an boş ve boyası filan yapıldı.Belki bir köşeye duvar kağıdı yada sticker yaptırıcam ona henüz karar vermedim.
Yukarıdaki resimde görülen oyuncakları İkeadan aldım.Bunlar ilk aldığım oyuncaklar şu an için çok oyuncak alıp ıvır zıvırla doldurmak istemiyorum her yeri.Ama tabii ailede o kadar beklenen ve istenilen bir bebek olunca sanırım bu pek mümkün olmayacak.

25 Ağustos 2012

26. Hafta


25. Haftada ortaya çıkan gebelik şekerimden bahsetmiştim.Seviniyorum çünkü diyetle hem gereksiz kilo almayacağım hemde bebeğimin ihtiyaci olan besinleri yiyerek onun sağlıklı gelişmesine katkıda bulunacak şeylerle besleneceğim.Üzülüyorum tamda en şimdi kendimi en şımartacağım zamanda böyle bir kısıtlamaya maruz kaldım.Aslında şimdi bebektenmi yoksa kendiliğinden mi bilmiyorum ne kadar kararlı ve güçlü bir yapım olduğunu anladım.Ramazanda kurulan o zengin bol çeşitli sofralar bile beni yıldırmadı.Diyetimi uyguladım.Doktorumun isteğiyle her gün 3 öğünden sonra şekerimi ölçüyorum.Ve hiç yükselmedi.Bunun dışında bayramı tatil yaparak bol bol yüzerek geçirdik.İlk defa bu kadar uzun zaman doktora gitmeden durabildim.Çok merak ediyorum; bebiş ne kadar kilo aldı,boyu ne kadar oldu,acaba doktorum doğumla ilgili bir şeyler söyleyecek mi diye...

19 Ağustos 2012

25. Hafta



Bu hafta iyiden iyiye artık hamileliğimi hisseder oldum.Ortaya çıkan ve geçmek bilmeyen bir başağrısı sendromu yaşıyorum.Ayrıca o çok enerjik hissediyorum dediğim geçen haftadan bu hafta eser yok.Canım hiç bir şey yapmak istemiyor.Karnım büyüdükçe uzun süre oturduğum zaman sırt ağrısı yaşıyorum.Bu kadar şikayet ettim ama bunlar beni henüz çok fazla rahatsız etmiyor.Ogluşumun tekmeleri keyfimi yerine getirmeye yetiyorda artıyor bile.Bu hafta doktorum 100 mglik şeker yükleme testi yaptırmamı istedi.Saatlerce hastanede şerbetli su içip beklemek berbat bir şey. Ama sonucun yüksek çıkması dahada berbat.Ne yazık gebelik şekerim çıktı. Bu hafta başı endokrinoloji doktorundan randevu ayarladık ve bir diyetisyenle görüşerek nihayetinde diyete başladım. Bu diyabetin şekerli şeyler yemekle alakası olmadığını söyleyenlerin dünyadan haberi yok galiba.Nitekim doktor hemen şekeri kesti.Beyaz ekmek,makarna,patates,beyaz pirinç,şerbetli sütlü her türden tatlı,kızartmalar hepsi yasak.Günde 3 ana öğün ve 2 ara öğünüm var.Umarım insüline filan gerek kalmaz.Hayırda şimdi bu nerden çıktı durduk yerde.Hamileyken diyetmi olur caniimm:)) Neyse bebişim sağlıkla olsunda gerisi hiç önemli değil.

8 Ağustos 2012

Bebek Arabası ve Ana Kucağı

Bir kaç haftadır internetten olsun ebebek,mothercare gibi bilimum mağazalardan olsun bebek arabası ve ana kucağı araştırmalarım devam ediyor.Tam bir iki model eleyip hadi ikisi arasında karar vereyim artık derken kafam yine karışıyor.İstediğim bir kaç özellik var işin kötüsü bu özelliklerin tek bir arabada olanını bulamıyorum.
Hastaneden çıkarken yanımızda mutlaka ana kucağı olmalı ayrıca ilk 6 ay anakucağı ilk tercih olarak gözüküyor.
Anakucağının puset iskeletine takılıyor olması (bu yüzden travel sistem daha iş görecek gibi)
İskeletin çift yönlü kullanılması,
Tek hareketle kılıf üzerindeyken iskeletin kolayca katlanılabilir olması
4 tekerlekli olması
Güneşlik kısmının bebeği güneşten koruyabilicek yeterli genişlikte ve bebeğin

5 Ağustos 2012

24.Hafta


24. haftanın bitmesine 2 gün kaldı ve ben dün şeker yükleme testini yaptırdım.Zaten gece 24ten sonra yeme içmeme olayı beni iyice strese sokan bir durum.Kan verirken kolum çok acıdı üstüne birde o şekerli suyu içmek hepten bitirdi beni.Neyse yüklemeden sonra çıkan sonuç 169.Zaten sınır 140mış.Yüksek çıkması biraz moralimi bozdu.Yeniden 100 mg  3 saatlik olan testten yaptırmam gerekiyor, daha kesin sonuç için.
                      Hafta sonu artık sırası gelmiştir yavaş yavaş mobilya bakalım dedik ve Modokonun yolunu tuttuk.Bebek mobilyalarının olduğu bir bölüm var.Bir kaç mağazayı gezdik,modeller ve fiyatlar hemen hemen aynı.Yine kız bebekler için olan odalar ilgimi çekti,prenses ve melek temalı dolaplar,tüller,pembeler,taşlı kulplar çok şıktı.Erkek bebekler içinse her mağazada mutlaka denizci temalı odalar var.Bana çok göz yorucu ve teferruatlı geldiği için daha sade modellere gözüm kaydı.Zaten kararsız olan ben bu oda konusunu en yakın zamanda nasıl çözücem bilmiyorum.Modokodaki mağazaların çoğu sanki kendi aralarında anlaşmış gibi ürünü fix 40 gün içinde teslim ediyorlar,ben 10 günde gecikir gözüyle bakıyorum.1 ayda havalandırmak gerekiyor derken zaten doğum yaklaştı.Bu hafta içinde karar verip siparişini vermek lazım.

31 Temmuz 2012

23.Hafta


Bu hafta içinde sabah uyandığımda karnımın alt kısmında kramp ve özellikle yürürken ortaya çıkan yoğun bir ağrı hissettim.
Pazartesi günü doktorla detaylı ultrason için randevumuz vardı.
Bebeğin kemik ve beyin yapısına,olası erken doğum riskine karşı rahim ağzı açıklığına kadar bütün tarama yapıldı.Şükür hiç bir sorunumuz yok.Ultrasonda doktor bebeği incelerken bende ilk defa bu kadar uzun süre oğlumu görmenin tadını çıkarmaya çalıştım.Elleriyle bazen suratını kapattı,bazen hıçkırdı,bazende tekmeler attı.Daha şimdiden hiç yerinde durmuyor.
Benim mide şikayetlerimde günden güne artıyor.Artık bi şey yemeye korkar oldum.En az bi kaç saat midemdeki yanma ve taş oturma hissiyle başetmeye çalıştıktan sonra uyumaya çalışıyorum (şu anda bile midem yanıyor).
Bebeğimiz bu hafta sonunda 28 cm boyunda ve 550 gr ağırlığında olmuş.Doktorumun dediğine göre O'na çok iyi bakmışım.Buda ara sıra kola içtiğim için oluşan suçluluk hissini biraz olsun azalttı.
Ayrıca bu hafta tam kan sayımı ve şeker yükleme testi yaptırmam gerekiyormuş.
Neyse bu sabah tetanos aşısı için sağlık ocağına gittim.1 ay sonra 2. doz için tekrar gitmem gerekiyormuş.Şu an kolumda acı ve biraz ağrı var.2.dozsa 1 ay sonra yapılacak.

25 Temmuz 2012

Plajda

Yüzmenin bebek bekleyen anne adayları için yürüyüşten sonra en faydalı spor olduğunu bilmeyen kalmadı heralde artık.İmkanınız varsa her fırsatta yüzün diyor doktorlar.Üç hafta öncesine kadar bikiniyle yüzdüm.Ama artık hamile mayosu almanın zamanı gelmişti.Bilmeyenler için; Zeki Triko'da artık gebeler için iki parça mayo üretmeye başlamış.Yalnız fiyatları 300,00 liradan başlıyor.Bana yalnızca iki ay giyeceğim için çok fazla geldi.Avmlerde ise maalesef hiç alternatif yok,kimse bizi düşünmemiş derken aklıma GEBE mağazası geldi.Orda bir kaç model var ama beden bulmak zor.Neyseki şimdilik 38 beden işimi gördü ama 1 ay sonra sıkıntı yaratacak gibi gözüküyor.Fiyatlar 114,00 lira.Ben iki parçadan oluşan siyah bir mayo aldım.Yüzerkende çok rahat.

24 Temmuz 2012

22. HAFTA


Kendimi çok enerjik hissettiğim bir hafta oldu benim için.Yalnız artık farkettimki arabayla yarım saatten daha uzun süren yolculuklarda sırt ağrısı yaşamaya başladım.
Bu haftaya kadar; ne yersem midem yanmaz daha rahat olurum bunuda tecrübede etmiş oldum.Öncesinde midem alev gibi yanıyordu (gerçi arasıra hala devam ediyor) ve nefes almakta güçlük çekiyordum.Artık midemi tıka basa doldurmadan masadan kalkıyorum.Dolayısıyla bu hafta daha az mide şikayetim oldu.Doktorumun verdiği şurup hiç işe yaramadı hatta içtikten sonra ağzıma gelen tadını hatırladıkça berbat hissediyorum.
Bu haftanın en önemli olayı; bebeğimin hareketlerini çok yoğun hissetmemdi.Ve dün tshirtümü kaldırıp karnıma bakınca dışardan pıtpıt tekmelerinin göründüğünü farkettim.Tam olarak 19. haftada kıpırtıları hissetmeye başlasamda 20.hafta ne hissedeceğimi artık öğrenmiştim.Babamızda dün ilk defa pıtpıt atışları gördü ve elini karnıma koyduğunda oda hissetti.Bugün Mustafa'yla birlikte karaoke yaptık ve miniğimizde kıpırdanarak eşlik etti. :)

Mutlu Bir Haberle Açılış

Haftalardır ortalıkta hala içinde minik bir bebek taşıdığına inanamayan bir anne adayıyım.Ve yine aynı ben aylardır yeni bir blog yazmalıyım diye ortalıkta gezinmekteyim.Bu üşengeçlikle bebek doğmadan nihayet yazmaya başlayabildim.Bu mükemmel ötesi mucizeye miniğimin tekmeleri bile akıl sır erdirmeme yetmiyor.O kadar çok istediğimiz bir anda geldinki minik mucizem sana nasıl bağlandım şimdiden.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...