28 Ekim 2014

20.AY



Kuzey'i musluktan akan sudan, herhangi bir su birikintisinden çıkarabilmek için olağanüstü çaba sarfetme dolayısıyla, annenin saç baş dağıtma sezonu açılmıştır.
Oyuncaklardan çabuk sıkılmasına rağmen suyla oynamaktan asla sıkılmıyor.Mutfaktaki lavaboya su doldurup kepçeyle suya vurmasına izin verdiğime inanamıyorum :))
Bazende yemeğini zorluk çıkartmadan kolayca yesin diye tabağa su koyup önüne koyduğum zamanlarda oluyor.Mutfağın bu dağınık ve yer yer ıslanmış hali... Dolaplar,yerler o kadarcık suyla nasıl bu kadar çok yer ıslanır diye düşünüyorum her seferinde.Zor..





Havalar ısınır ısınmaz hemen mini bir tatil organize edip yazlığa kaçtık.
(Bu arada kanaatimce yazın bebekle/çocukla tatile gitmenin bir çok püf noktası var.Hayat kurtaran ürünlerden anı kurtaran ince detaylara kadar.Bu vakit bulup yazabilirsem mutlaka blogumda olmasını istediğim konulardan biri)
Kuzey bahçede bir o tarafa bir bu tarafa derken sokağa taşmak istedi artık,bahçeye de sığamadı.Haziranın 23. de karpuz kabuğu suya düştü.Bizde denize girebildik.Denizden sonra pusetinde uyku, şezlong üstünde uyku mesaisi yaptı küçük adam.Uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmediğimizden olsa gerek ailece bol bol selfie bile çekmişliğimiz var.Yinede akşamları hala serin hava.Denize gitmediğimiz hafta sonlarında  Kuzey'e geçen sene aldığımız korsan çizgi film desenli minik havuzuna su doldurup uyku öncesi enerji attırma çalışmalarıda başarıyla tamamlandı.
Burada sabah dokuz gibi birlikte uyanıyoruz.Bana kalsa biraz daha uyurum.Ama Kuzey ellerimden tutarak çekmeye başlar beni.Bu çekiştirme öncesinde biraz keyif yapıyoruz beraber.Sonra kahvaltı faslına geçiyoruz.Burada kahvaltı yapmayı çok seviyorum,açık havada,bahçede.Ben üşenirsem babamız,taş fırından simit alıyor.Ama illaki kahvaltıda sıcak simit oluyor,mutlaka.
Kuzey'e gün aşırı haşlanmış yumurta yedirebilmek için Ona özel bir tarifle kahvaltılık karışım hazırlıyorum.Diğer günlerde bizimle birlikte masada kahvaltı yapıyor aslında yapmıyor desem daha doğru olacak sanırım.En azından bir bardak sütünü içmesi, biraz fıstık ezmeli simit yada tam buğday ekmeği yemesi,salatalığın ucuna domatesin ortasına bir ısırık atıp geri bırakması O'nada banada yetiyor.
Tabii yaz gelmişken dondurmanın tadına da baktı, ama daha çok külahıyla ilgilendi.Geçen sene bu zamanlar annem Kuzey'e dondurma tattırdığında karşı çıkmıştım.Dondurmanın tadını alırda başka bir şey yemez sandım heralde :)



Öğleden sonra denize giriyoruz.Bütün tatili ve bir günlük planımızı Kuzey'in uyku saatlerine göre ayarladığımız için nasıl organize olacağımızı biliyoruz,çoktan öğrendik.Anne denizdeyken baba plajda,baba denizdeyken anne Kuzey'le plajda yada üçümüz aynı anda deniz kıyısında.Ve bırakacak kimse olmadığı için akşam yemekleri evde.
Bir hafta sonrasında eve döndük ve o kadar deniz aşkından sonra banyoda küvet sefası yaptık bir iki defa.
Anadolu yakasında bebekle yada çocukla gezilebilecek en iyi yerlerden biri Fenerbahçe parkı bence.En azından ben Kuzeyle orada çok daha rahat edebiliyorum.Pusette oturmaya mecbur kalmadan rahatça gezip koşabiliyor oğlum.Bu sayede bende yürüyüşümü yapmış oluyorum.Her an bir yerden araba çıkacak,kaldırımda yürürken arkamızdan bir motosiklet yaklaşacak stresi olmadan,kalabalığın arasından pusetle cambazlık yapmak zorunda kalmadığımız geniş bir park alanı var.
Tabii yazlıkta temiz hava,deniz,güneş üçlüsünden sonra korna sesleri ve kalabalık hiç çekilmiyor.Şanslımıyız şanssızmı bilmiyorum ama bir çocuğum olduktan sonra böyle kalabalık ve kaos dolu bir şehirde yaşamaktan gözüm korkar oldu.
Bu arada Kuzey'den hala ''anne'' yok.Bir ara bir kaç defa söyledi,zor geldi herhalde bıraktı :(




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gitmeden bir şeyler karalayın :)


E.KILIÇ

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...