22 Ekim 2013

10. Ay




Kuzeyin yaşına girmesine az bi zaman kaldı.Tam olarak şu anı durdurmak yada zamanın hızını biraz daha yavaşlatmak mümkün olabilseydi.
Tabiri caizse Kuzey'in ele avuca geldiği zamanlar yaza denk geldiği için çok şanslıydık.Belki bu yüzden bu yaz hatta bu sene hiç gezmediğimiz kadar çok gezdik.Uçağa bindik,arabayla uzun yolculuklar yaptık.Yürüyüş yaptık,parklara gittik ve neredeyse denizden hiç çıkmadık.Bol bol güneşli havaların tadını çıkardık.

Bu ay alttaki iki dişin yanında 3. bir diş patladı ve sağdan bir azı diş gelmek için çabalıyor.O minik parmaklar bu yüzden sürekli ağızda.
Bu gelgitli havaları hiç sevmiyorum.Bu diş karmaşanın üstüne birde soğuk algınlığı patlak verdi.İki üç gece hepimiz için çok zor geçti.Gece uykusunda nefes almakta güçlük çekince sabaha kadar içli içli ağladı.Bir kaç gecemiz böyle, ağlamasın diye oyun oynatarak uykusuz ve huzursuz geçti.Sıkıntı işte...Burun tıkanıklığına çözüm bulduktan sonra biraz daha rahatladık.Bu arada grip Kuzeyden bana geçti.Neyse ki ikimizde salya sümük çeke çeke atlattık.

Kuzey için mutfakta yoğun bir hararet var.Onun öğünleri için ciddi zaman harcıyorum desem yeridir.Tabii en doğalına ulaşmak için harcadığım mesaiden bahsetmiyorum bile.Kahvaltı  beni en zorlayan kısım diyebilirim.Diğer öğünlerimiz çok daha neşeli ve keyifli geçiyor.Buna rağmen dışarıda bir nebze olsun daha rahatız.En azından memeye yapışık bir hayat sürmediğimiz için ilk altı aya nispeten ben kendi adıma az bi şey daha özgürüm.
Biz babasıyla yemeğimizi yerken mama sandalyesinde oturan minik bir adam var.Küçük avucunun içinde tuttuğu köftesinden arada bir ısırık alan ve etrafı izleyen minik bir adam.Canı sıkılınca da annesini çekiştiren :)
Genelde pusette  yada mama sandalyesinde oturmak Kuzey'e pek keyif vermiyor.Bu yüzden o çekiştiren bense çekiştirilen taraf oluyorum.

Dizlerin üzerinde oradan oraya koşan ve elindeki oyuncakları yere vuran oğlumuzu yakalamak epey zorlaştı.Her şeyi oyun sanıyor ve merakı bazen başına iş açıyor.Bir yerlere tutunup ayağa kalktıktan sonra kendini poposunun üstünde yere bırakırken artık daha temkinli.Bu arada tutuna tutuna yürümeye başladı.O şimdiden kendi kendine özgürlüğünü ilan etti bile.Kimsenin kucağında olmak istemiyor.

Sonbaharın güneşli havalarını hiç kaçırmadık.Eylülde bile Kuzeyle denize girdik.Artık yürüyüş yapıyoruz ve parka gidiyoruz.Hazır gezmekten bahsetmişken;
Kuzeyle dışarı çıkmak gerçekten zor.Bi kere evde yalnızım.Kendimi,kuzeyi ve çantamızı hazırlıyorum.Kuzey arabada pek uslu durmuyor, uyuyakaldığı zamanlarda yolculuk benim için daha kolay.En azından o uyurken aynı anda bir kaç şeyi yapmak zorunda kalmıyorum.Arabadan dev puseti çıkarmak Kuzeyi araba koltuğundan alıp pusetine oturmakta ayrı bir merasim.Genelde yürürken etrafı izliyor, durduğumuz an ağlamak ve kıyamet koparmak gibi yetenekleri öne çıkıyor.Yürüyoruz, şansımıza hava güzelse biraz parkta vakit geçiriyoruz.Henüz çok farkında değil salıncağın filan ama alışması ve sosyalleşmesi açısından ben önem veriyorum.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gitmeden bir şeyler karalayın :)


E.KILIÇ

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...