6 Aralık 2013

11. AY

Kuzey'e hamile olduğumu öğrendiğimde hayatımda ilk defa mutluluktan ağlamıştım.O gün ve sonra ki günler içim içime sığmamıştı.Her gün çok özeldi ve her hafta birbirinden farklıydı.

14 Kasım 2012.Kuzey doğdu.
Onu alıp eve geldiğimiz o ilk günü çok net hatırlıyorum.Nasıl küçükmüş.Hatta kıyafet alırken bile hep en miniklerini seçiyordum,sanki hiç büyümeyecekmiş gibi  :)
O günler çok hızlı geçti ve Kuzey büyüdükçe zaman dahada hızlanıyor benim için.Gerçekten yakalayamıyorum.Ama ben şanslı bir anneyim,Kuzey'i ilk anlarından bu güne kadar dolu dolu yaşadım.
Geçen gün konuşuyoruz babamızla.
Oda ''evet'' diyor ''ben Kuzeyden sonra anladım her şeyi,ondan sonra tam anlamıyla aile olduk.Tamamlandık.''
Tuhaf hissediyorum.Nasıl O yürümeye çalışırken düştüğünde acıyor canım?
Nasıl değişiyor ifadem?
Nasıl oluyor bu?
O ağlarken beni biri teselli etmeli mesela.Gerçekten çok fena.Annem aklıma geliyor çoğunlukla.
Evden çıkarken ''üstüne bi şey al'' dediğinde kızıyordum.
Yada benim için endişelendiğinde ''ay anne sende yaa? diye söyleniyordum.
Anlamıyordum o zaman kaygılandığını,benim için neler hissettiğini bilemiyordum.

Kuzey büyüyor,şimdilerde bizi bir yaş günü telaşı aldı.İlk yaş günü olduğundan sanırım,heyecanlıyım biraz.Her şey çok güzel olsun istiyorum.
Doğum günü için The House Cafe'nin alt katına karar verdim.Buranın atmosferini seviyorum.Keyifli bir mekan.
Kuzey'den arda kalan zamanlarda bu işlerle uğraşıyorum.Bu yüzden geceler uykusuz.Bir çok şeyi kendim hazırlamak istedim özellikle.

Bu ay Kuzey ayaklanma çabalarını sürdürüyor.Ona bi iki ay önce aldığım bisikletinden tutunarak yürüyor.Yürüteç hiç kullanmadık ve iyi ki kullanmamışız.Bundan sebep sanırım Kuzey parmak ucunda yürümüyor.
Gece sık uyanmalar devam ediyor, hatta bu yürüme çabalarından sonra dahada arttı diyebilirim.
Bazen Onu gece uyandığında yanımıza alıyorum.Babasıyla annesi arasında ki mesafe ona yetmiyor olacak ki dönemediği için sinirlenip ağlıyor.Bende bazen uykuya daldıktan sonra odasına götürüp kedi yatağına yatırıyorum.O en çok aramızda yatmayı seviyor,ne yalan söyliyim bende pek hoşnutum.Seviyorum nefesini dinlemeyi.Amaann diyorum tadını çıkar bu anların.Bazende o kocaman yatakta sadece iki karış yer kalıyor bana.Baba oğul yayıldıkça yayılıyorlar.





Bu arada ana kucağından terfi ettik ve oto koltuğuna geçiş yaptık.Oto koltuğuna geçince Kuzey'i arabadaki koltuğuna yerleştirmek daha kolay olur sanıyordum ki,tam tersi oldu.Oturmak istemiyor ve ben o kemerleri bağlayıncaya kadar yapmadığım akrobasi kalmıyor.Ama yolculuk esnasında dışarı izlediği için öncekine nazaran oyalanma süremiz biraz daha uzadı diyebilirim.Üşenmedik,bu ay neredeyse her gün dışarı çıktık.
Kuzey'i oto koltuğundan bebek arabasına koyma işi ayrı bir merasim gerektiyor.Dışarıdan eve geldiğimizde artık bütün enerjim bitmiş oluyor ama birde yıkanma ve uyuma faslımız var ki dillere destan.Küçük adam suyu çok sevdiğinden yıkanma faslı biraz uzun sürüyor.İki günde bir yıkanıyor..Bu aslında havaların soğumasıyla birazda böyle.Yazın bazen günde iki defa suya girdiğimiz bile oluyordu.Suyu çok sevmesi belkide bundan.
Çıkarken itiraz ediyor beyefendi,hızını alamayınca ağladığı bile oluyor.
Su Kuzey'de ters etki yapıyor.Uykusu gelmesi gerekirken hali hazırdakide kaçıyor.Bazen uyku saatimiz şaşıyor.Ama genelde en geç dokuz buçukta yatakta oluyoruz.
İşte bu minik adam böyle böyle her gün büyüyor,her gün şaşırtıyor bizi.
Ama hala anne demiyor :(

               







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gitmeden bir şeyler karalayın :)


E.KILIÇ

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...