12 Ocak 2014

13. AY


Son kontrolde doktorumuz Kuzey'i bir yaşına geldiğinde yeniden görmek istedi ve ekledi.
''Doğum gününde getirmeyin, o gün eziyet olmasın!'' Ah, evet bunun ne demek olduğunu biliyorum aşı ve kan alma.Çok stresli gerçekten.Şimdi daha farklı,artık anlıyor her şeyi.Korktuğum da oldu.Aşı sırasında zaten çok ağladı ve sıra kan almaya gelince hemşireler tombiş kollarında damar bulamadılar.O öyle bekledikçe çığlık çığlığa, daha fazla dayanamadım ve bıraktırdım.Bu kan alma olayı biraz dursun bakalım.
Doğum günü partisinde  yedi sekiz adımdan sonra dengesini kaybedip ellerinin üzerine düşen,öncesinde ise denge sağlamak için sol elini açarak havada tutan minik oğlum yürüme konusunda tamamen kendini aştı :)
Artık yürürken kimseye ihtiyacı yok.Tam anlamıyla 11. ayın içinde yürüme denemelerine başlamıştı.İlk adım bisikletini O'na gösterdiğim gibi iterek kısa zamanda yürümeyi çözdü diyebilirim.Bu ilk adımları yakalamakta bana kısmet oldu.Bu özel anı kaydedebildiğim için ayrıca mutluyum.

Bu ay ilk kar yağdı.Biz hasta olduğumuz için pencereden izlemekle yetindik.Çok keyifliydi hastalık dışında.Biz dışarı çıktığımızda öğleden sonraydı ve karlar erimeye başlamıştı.Kuzey'i bahçeye indirdim amacım ilk defa kar gören oğlumun bir iki fotoğrafını çekebilmekti.Ama korktu ve sonrasında uykusuzlukta eklenince çok ağladı.
Doğum günü öncesinde başlayan koşturmaya istinaden bu ay daha sakindim.
Kuzey'in sabah,öğle,akşam ve ara öğünlerini hazırlamak,uyutmak,emzirmek,avutmak,yürümesine yardım etmek,oyalanmasını sağlamak,sosyalleşmesi için oyun ortamı sağlamak,altını değiştirmek,sürekli kirlenen üstünü değiştirmek ve diğer her şey için ekstra enerjiye ihtiyaç duyuyorum.Artık bütün bunları yapmak eskisine göre çok daha fazla zor.

Dışarı çıkarken giyinme seramonimiz için yarım saat,araba koltuğuna oturmaya ikna etmek ve kemerlerini bağlamak,yolda oyalanmasını sağlamak,gideceğimiz yere ulaştığımızda bagajdan arabasını çıkarmak ve oto koltuğundan kurtulduğu için sevindiğinde, pusetine oturması için yeniden ikna etmek.Yorucu ama benim için bu alışık olmadığım düzen mükemmel işliyor.
Biliyorum,annem kesinlikle benimle gurur duyuyor.

Evdeki minik mikser yürümeye başladığından bu yana sanki her şeyde bir tehlike gizliymiş gibi gelmeye başladı bana.Özellikle mutfak Kuzey'in evdeki en favori mekanı.Kendi boyundaki çekmecelerden gözüne kestirdiğini salona taşıyor.Öyle ki salonun orta yerinde duran tava,koridorda ki kepçe artık görmeye alışık olduğumuz manzaralar.Evin bütün odaları yeniden organize edildi.Mutfakta aradığım hiç bir şeyi bulamıyorum,salondaki eşyalarımız duvara dönük.O koruyucular bizim küçük adama tesir etmedi.En son salonda ki büyük sehpanın köşelerine yapıştırdığımız lastiklerden yemeye kalkınca tehlikeli eşyalara koruyucu takmaktansa ortadan kaldırmanın daha uygun olduğunu düşündük.

Oğlum ya,tatlı oğlum...
Sen uyuduğunda ev o kadar sessiz ki...
Bazı günler uyusan diye gözünün içine bakıyorum ya hani, o iki saatlik uyku diliminde bile hemen canım sıkılıyor.
Ne yapacağımı bilemiyorum.Sen doğmadan önce yaptığım her şey önemsiz
geliyor.

Anlamsız şeylerle meşgul olup uyanmanı bekliyorum aslında.
Yanımdayken bile özlüyorum kokunu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gitmeden bir şeyler karalayın :)


E.KILIÇ

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...